Değerini Yitirmeyen Ülkü “GENÇLİK”

Uluslararası Gençlik Şurası 2011, fakat biz ona kısaca UGŞ’11 diyoruz. 

24-27 Mart tarihlerinde Pendik Green Park Otel’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi’nin organize ettiği “UGŞ’11”e katıldım. Şimdiye kadar katıldığım en iyi Gençlik Meclisi organizasyonu desem yeridir. Öncelikle böyle bir yapılanmayı oluşturan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a ve ekibine, sonrasında bu organizasyona hayat veren Gençlik Meclisi Başkanı Muzaffer Demir’e, UGŞ’11 fikir babası Cumhur İlter’e ve tüm çalışma arkadaşlarına teşekkür ederim.  Uzun bir teşekkür faslı olmuş vesselam :)

Aksaray’dan servise binmem ile şura serüvenin başlamış oldu. Hınca hınç doldurulmuş servislerde dünyanın farklı ülkelerinden, ülkemizin farklı şehirlerinden bu serüvene katılan yüzlerce gençle yolculuğa çıktık. Pendik Green Park oteldeyiz. İstanbul’un kongre oteli burası. Şura için biçilmiş kaftan. Odalarımıza yerleştikten sonra Sarajevo Restoran’da akşam yemeği ve geceye yaklaşırken hoş geldiniz konuşmaları… Cuma sabahı ile şuranın resmi açılışı yapılmış oldu. Kadir Topbaş’ın konuşması ve temsili bakanlıkların tanıtılması ile şuraya resmen start verildi. Ben de Zeynep Işık’ın temsili bakanı olduğu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın bakanlığına seçilmişim. 

Zeynep’in başkanlığında toplantılarımıza başladık. Öncelikle bakanlığımdaki arkadaşlarımı tanımaktan dolayı çok hoşnut olduğumu dile getirmek isterim. Herkesin kendi bakanlığı en iyi bakanlıktır muhtemelen; ama bizimkisi en iyinin de iyisi idi :) Yoğun toplantılarda, Kadın ve Aile, Çocuk Esirgeme Kurumları, Darülaceze, Huzur Evleri, göçmenler, özürlüler… gibi konuları ele aldık. Selman ve Hasan Fatih arkadaşımıza kadro olanaklarını tartıştık. (Şaka şaka :)) Kadın Programlarının bilgilendirici olduğunu savunan sevgili arkadaşımız Ahmet’i yarı şaşkın yarı zonk modunda dinledik :) (Neyse ki görüşünden caydı) Tüm espriler aslında yapılan ciddi işlerin tuzu biberi oldu. Yoksa öyle ciddi bir ortamda tartışılan konularda espriler olmasaydı maazallah neler olurdu neler.  Cuma akşamı Mehteran bizlere konuk oldu. Osmanlı’nın psikolojik harp silahını coşkuyla dinledik. Cumartesi sabahı yine toplantılara hız kesmeden devam ettik. Toplantılardaki raportör arkadaşlarım Merve’yi, Aslıhan’ı ve Betül’ü çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum.  Cumartesi toplantılarımızın sonunda akşam kısa süren konser gibi bir şey oldu. Kendileri çaldılar, kendileri söylediler, birazda biz dinleyiverdik :) Konser öncesinde de Sanayi ve Ticaret Bakanımız Nihat Ergün bizleri ziyaret etti. Şura’nın son gününde çalışmalarımızı bir bildiri haline getirip sunuma hazır hale getirdik. Temsili bakanlıklarımız sunumlarını yaptı ve Şura fiili olarak son buldu.

Şura’nın eksik olan kısımları ise “Genç Bakanlar” teması altında tek bir bakanın şuraya gelmesi oldu. Bir de katılımcılara bilgilendirme daha önceden yapılmış olsaydı daha iyi olurdu. Bu eksikliklerin bir dahaki organizasyonlarda giderileceğinden şüphem yok. Katılımcılardan mutlaka geri dönüş alınıyordur, şayet değerlendirilse bir daha organizasyon için çok yararlı olacağı kanısındayım. Şura için tek eleştirim ise; yapılan atölye çalışmalarının gereksiz konulardan seçilmiş olmasıydı. Katılımcılar zaten gün boyu yoğun tempoda çalışmışlar, bir de geceye doğru: özgürlük, kadın ve çocuk istismarı, terör, kuraklık… başlığı altında sonuçsuz geçen tartışmalarla daha da gerilmişlerdir. Atölye çalışmalarının amacı katılımcıları rahatlatmak olmalıydı. Kim bilir bir enstrüman çalınması, Şurayı anlatan birkaç sembol çizilmesini istenmesi, kısa film izlenip üzerine konuşulması gibi.

 

Her şeye rağmen çok başarılı bir şura olduğu kanısındayım. Yeni dostluklara gebe dört gün geçirdim. Eski dostlarımla hatıralarımızı tazelerken, yenileri ile tazelenecek hatıralar bıraktık. Konya, Mevlana diyarından gelen arkadaşlarım Yusuf ve Büşra’dan Mevlana’ya selamlarımı iletirken, Ekşi sözlük yazarı olan arkadaşım Ahmet’ten bloğumu ekşi’de anlatacağı sözünü aldım :) Yakından ilgilendiğim sosyal medya ile alakadar olan Elif’i bloglarından takibe aldım, yemek sırasında sosyal medya üzerine konuşmalar yaptık. Mehmet Beyhan arkadaşım ile temsili bakanlara değerlendirirken eğlenceli anlar yaşadım. Selin ile Vefa Bozacısı ve boza hakkında yaşadıklarımızı dile getirirken, gençlik merkezleri hakkında hatıralarımızı, tecrübelerimizi paylaştık.  Sakarya Gençlik Meclisi Başkanı olan Hasan Fatih Karaca ile geçmişi yad ettik. Musa ile aynı sokakta oturmanın verdiği yakınlığı hissettik. Muhammet’ten tükenmez kalemle kağıt boyama sanatını öğrendim :) ve toplantı süresince kaçamak konuşmalarız. Selman’a İspanyol mu, İtalyan mı, yoksa Türk mü benzetmelerini yaparken, Selman’dan Sosyal Hizmetler ve Almanya hakkında tecrübelerini dinledik. Şermin ile toplantı aralarında kadının iş dünyasındaki yeri üzerine konuştuk. Kadın’ın durumunun dile getirilmesinden rahatsız olan Zehra arkadaşımızın sesine kulak verdik.  Veee Temsili Bakanımız Zeynep’in mide ağrısına şahit olduk :) (şaka şaka) 

Güzel bir dört gün geçirdim. Ümit ediyorum ki tüm bakanlıklarımızın çalışmaları ses getirir ve kayda değer bulunur. Bugünün “Genç Bakanları” olarak yarının vizyonunu bugünden çizmeye namzet olduk, haydi rastgele.

Güzel bir organizasyon, yoğun bir çalışma temposu ve paha biçilmez dereceye dönüşebilecek arkadaşlıklar… Teşekkürler Gençlik Meclisi, teşekkürler çalışma ekibi ve teşekkürler Türkiye :))

Mustafa