Evet sevgili okur Nedir Bu Minimalist
Yaşam? Son zamanlarda popülerliğini giderek arttıran bir akım olarak karşımıza
çıkıyor minimalizm. Belki de siz zaten böyle bir yaşamı tercih
edenlerdensinizdir. İyi de nedir bu yaşamın sırrı acaba?
“Minimalizm, modern sanat ve müzikte, kökeni 1960'lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akım olarak belirtiyor.” Wikipedia. Kısacası, batıyoruz millet fazlalıkları atın demenin bir başka şekilde söylenmesi. Sadelik, gereksiz olan her şeyden kurtulmak, hafiflemek bir nevi. Depoculuğa son, çatı katında ve bodrum katında ne varsa hepsi çöpe gidiyor demek. Yalnız onlar mı? Hayır, evde de estetik ile ilgisi olmayan, konulduğunda veya kullanıldığında her hangi bir farklılık oluşturmayacak her şeyden kurtulmaktır minimalizm. Saray gibi evler yaparken avangart koltukları içine doldururken ne ara geldik biz bu çağa anlamış değilim. Yoksa bu da bir sosyal medya trend topic’i mi de haberimiz olmadı. Şaka bir yana gerçekten de özlenen bir şey bu minimalizm. Bence adı biraz devşirilmiş, felsefi olarak yeniden kostüm giydirilmiş, biraz sanat biraz müzik eklenmiş ve sonrasında karşımıza çıkarılmış bir akım bu. Yahu, yıllardır çok eşya kimi mutlu etmiş ki şimdi etsin. Atamadığımız, atmaya kıyamadığımız her şeyi depolamadık mı şimdiye kadar? Bodrum diye bir kültür var bizde sırf bu depoculuk yüzünden. Aşağıya bir fotoğraf koyacağım, minimalist bir evden bir kesit. Esas fotoğraf kapak fotoğrafım tabi ki son kısımda ondan da bahsedeceğim.
“Minimalizm, modern sanat ve müzikte, kökeni 1960'lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akım olarak belirtiyor.” Wikipedia. Kısacası, batıyoruz millet fazlalıkları atın demenin bir başka şekilde söylenmesi. Sadelik, gereksiz olan her şeyden kurtulmak, hafiflemek bir nevi. Depoculuğa son, çatı katında ve bodrum katında ne varsa hepsi çöpe gidiyor demek. Yalnız onlar mı? Hayır, evde de estetik ile ilgisi olmayan, konulduğunda veya kullanıldığında her hangi bir farklılık oluşturmayacak her şeyden kurtulmaktır minimalizm. Saray gibi evler yaparken avangart koltukları içine doldururken ne ara geldik biz bu çağa anlamış değilim. Yoksa bu da bir sosyal medya trend topic’i mi de haberimiz olmadı. Şaka bir yana gerçekten de özlenen bir şey bu minimalizm. Bence adı biraz devşirilmiş, felsefi olarak yeniden kostüm giydirilmiş, biraz sanat biraz müzik eklenmiş ve sonrasında karşımıza çıkarılmış bir akım bu. Yahu, yıllardır çok eşya kimi mutlu etmiş ki şimdi etsin. Atamadığımız, atmaya kıyamadığımız her şeyi depolamadık mı şimdiye kadar? Bodrum diye bir kültür var bizde sırf bu depoculuk yüzünden. Aşağıya bir fotoğraf koyacağım, minimalist bir evden bir kesit. Esas fotoğraf kapak fotoğrafım tabi ki son kısımda ondan da bahsedeceğim.
Düşünce olarak da minimalizmi tercih
etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bizi rahatsız eden, gereksiz olan,
bildiğimizde hayatımız için bir fark oluşturmayacak tüm bilgileri zihnimizden
çıkarıp atmak gerek. Unutmanın dayanılmaz hafifliğini iliklerimize kadar
yaşamalıyız. Şayet bu gereksiz fikirleri zihnimizden söküp atarsak belki de
takıntılarımızdan da kurtulmuş oluruz. Hadi gel de at atabilirsen bu fikirleri
kafadan diyorsunuz değil mi? Siz bilirsiniz atmazsanız kendi kendinizi yer
bitirirsiniz.
Minimalizm minimalizm sen güzel şeysin
sen. Şimdi minimalisz iyice hayatımıza sokuluyor dedim ya, tasarımcılar durur
mu, hemen minimalist tasarım adına yeni şeyler üretiyorlar. Hatta minimalist ev
diye normalinden fazla fiyatlar istiyorlar bizden. Kapitalizm her kaba uyum
sağlıyor ve hiç kaybetmiyor Dolap Beygiri gibi. Biz zaten sadeliğe, dinginliğe
koşuyoruz, bir durun kardeşim, hemen işi paraya çevirmenin yollarını
arıyorsunuz. Yok olmaz illa para para, eğlencedir zenginlerin dünyasında. Neyse
biz yine de sadelikten şaşmayalım adı her ne olursa olsun bu işin. Siz de zaten
şimdiye kadar bununla ilgili bir şeyler duymuşsunuzdur, şayet duymadıysanız da
yokum diyorum. Birazcık araştırıverin bi zahmet inanın kaybedeceklerinizden çok
kazanacaklarınız sizi mutlu edecektir.
Sıra geldi yazımın kapak fotoğrafınaaa.
Fotoğrafta Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Japonya İmparatoru
Akihito Japonya’da görüşmüşlerdi hatırlarsınız. Şayet minimalist bir ülke var
ise burası Japonya’dır vesselam. Gereksiz olan her şeyden kurtulmak mı
diyorsunuz işte bu fotoğraf belki de durumu en iyi izah eden kare olarak tarihe
geçti. Öldükten sonra bile hiçbir şey götüremediğimiz bu hayatın hamallığını
yapmanın ne anlamı var. Hayatı sadeleştirmek ve basitleştirmek adına yaşasın
minimalizm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder