Bir Fransız yapımı bir film olan Dans la Maison bir lise
öğrencisinin Edebiyat Hocasına yazdığı mektupla gelişen olayları ele alıyor.
Öyle filmin konusu şu, şöyle oluyor, şunu yapıyorlar diye anlatmayacağım. Zaten
açıp filmi izlemek daha mantıklı bir durum olur. Burada filmden yaptığım
çıkarımdan bahsedeceğim. Filmlerin verdiği mesajlar bazı durumları kavrayışta
birey için daha etkili olabiliyor.
Lise Öğrencisi Claude’nin Edebiyat Hocası Germain’e yazdığı bu
mektup edebiyat hocasının hayatını esir alıyor adeta. Bir rutinin parçası olan
Germain Claude’nin yazdığı hikâyeden etkileniyor hatta öyle bu hikâye onu
içinden çıkılması daha zor durumlara sürüklüyor. İyi bir yazar olmak bunu
başaramayan bir öğretmenin yitik hayali iken bu hayali öğrencisinde
yaşatabilmenin arzusu ile hikâyenin tutsağı haline gelen bir film Başka Bir
Hayat. İnsanın arzuları peşinde koşarken her şeyi ve herkesi ihmal edişi ve
doğru olmayan, ahlaki yozlaşmayı normalleştiren davranışların savunucusuna ve
koruyucusuna dönüşmesinin en güzel öğreneği olarak karşımıza çıkıyor Germain. Merak,
istek ve gerçekleştirilmemiş hayal kombinasyonunda öğrencisi Claude’nin
yazılarına devam etmesi için sonu hüsranla tamamlanacak her hamleyi yapan bir
öğretmenin tutumunu ve yok oluşunun projeksiyonu olarak izleyicinin karşısına
çıkan bir film.
Filmin bir anlatıcısının oluşu ve karakterlerin dışında bir arka
sesin varlığı izleyiciyi tutkulu bir şekilde filme bağlayan unsurlardan bir
tanesi. İzleyici de merakla Claude’nin mektuplarını beklemekte olup arkası
yarın kuşağı gibi: “Acaba şimdi ne olacak?” dürtüsü ile filmi soluksuz izliyor.
Filme abartıdan kaçılmış ve olduğu gibi yalın anlatılmaya çalışılmış. Bazı sahneler
sanki yazılan mektupların birer provası gibi izleyiciye sunulmuş. Diğer bir
detay filmdeki her bir karakter yaptığı işin yoksunluğunu hayatında yaşamaktadır.
Yönetmen ve Senarist François Ozon belki de izleyiciye bu tezatlıklarla ciddi
bir silkinme mesajı içindedir. Arayış içinde olanların aslında kendi
yaşantılarındaki durumlarının tam zıttı olanlar ile meşgul olması da ayrı bir
ironi.
Claude’nin özlemini kurduğu hayatı öncesinde gözlemleyerek daha
doğru bir ifadeyle röntgenleyerek ulaşma çabası da filmin tamamında özel
hayatın daha çok merak uyandırdığı gerçeği ile karşımıza çıkıyor. Hatta Claude’nin
arkadaşı Rapha’nın evinde annesine ait olan röntgen filmini çekmeceleri
karıştırırken bulması da Yönetmenin izleyiciye röntgenciliğin hayatın her
anında olduğunu ifadesi olarak karşımıza çıkıyor.
İzlenesi bir Fransız filmi Dans la Maison, büyük kahramanlıkların
olmadığı ama yeterli dozda oyunculuk ve senaryosu olan bir film. Ve son sahne
her ne olursa olsun herkesin bir hikâyesi vardır fakat bu herkese göre
farklıdır.
İyi Seyirler…
Künye:
Yönetmen :François
Ozon
Senaryo :François
Ozon
Eser :Juan
Mayorga
Vizyona Tarihi:24 Mayıs 2013
Süre :105
dk
Ülke :Fransa
Oyuncular :Fabrice
Luchini, Ernst Umhauer, Kristin Scott Thomas, Emmanuelle Seigner, Diana Stewart,
Yolande Moreau, Denis Ménochet
Claude mektup yazmıyor. Komposisyon yazıyor.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Silİyi Seyirler.