Ölmeden önce yapılması gereken 101., 501., 1001. şeyden biri olarak lanse edilen Go Kart, insan hayatının olmazsa olmazlarındanmış (yersen :)) Mademki Go Kart böyle bir şeymiş, e biz de deneyelim istedik. Geçtiğimiz akşam Yeşilay Cemiyeti’nin organize ettiği Go Kart Turnuvasına iştirak ettik. Yaklaşık yetmiş katılımcının olduğu, Küçükçekmece Gölü’nün kıyısında gerçekleştirilen go kart turnuvası oldukça eğlenceli geçti. Gruplar halinde yarışan katılımcılar, şampiyon olabilmek adına kıran kırana mücadele içinde yarıştılar. Bu yarışanlar arasında tabi ki biz de yerimizi aldık.
Yarışma başlamadan önce Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Avukat Muharrem Balcı Yeşilay’ın faaliyetlerinden bahsetmesinin yanı sıra: “Kişinin kendisine zarar verme özgürlüğü yoktur” sözünün önemine vurgu yaptı.
İlk Yarış
İlk yarış hanımlar arasında gerçekleşti. Hem centilmenlik adına hem de pozitif ayrımcılık olsun diye hanımlara öncelik tanındı. Ne söyleyeyim hanımların performansı bazı gruplardaki erkek arkadaşlarımızın performanslarından çok daha iyiydi :) Mini Formula yarışlarını anımsatan bu yarışlarda yok yoktu. Çarpışmalardan yolda kalmalara, rekabetten süre ile yarışmalara kadar her durum yaşandı bu go kart turnuvasında. İlk üçü göğüsleyenlerden birinci yarışmacıya Çanakkale’de 2 günlük tatil, ikinciye English Time’den dil eğitimi, Üçüncüye de bir yemek ziyafeti verildi. Ayrıca yarışmanın sponsorlarından olan MEDILIFE Sağlık Grubu ilk üçe giren hanım sporculara Check-Up verdi. Biz bunu tüm hanım yarışmacılara vermesini beklerdik doğrusu. (Yahu zaten topu topu 7 hanım vardı, oldu hocam şimdi :))
Erkekler toplandı yarış başladı
Arabaya atladım, emniyet kemerimi taktım, son kontrollerimi yaptım. Artık yarış için sadece zamanın gelmesini bekliyordum. Veee start verildi. Bas gaza seni kim tutar gazı ile bastım gaza. Fazla basmış olacağım ki başlarda ben de arabayı tutamadım :) Bu yarışlarda ilk tur deneme turu olsa daha iyi olur, ama nerdeee, o kadar kişi var, attırırlar mı adama hiç deneme turu. Neyse olsun varsın dedim bastım yine gaza. Yahu alan iyi hoş da arabanın tam gaz alması için bir düzlük yok, hep hevesiniz kursağınızda kalmış hissi ile arabayı sürüyorsunuz.
Virajlar virajlar virajlar…
Ne kadar çok viraj yapmışlar kardeşim demeden edemedim. Daha önce yarışanların taktikleri: “Virajlarda gaz kes, yok frene bas, yok virajı geniş al, dar al” yahu durun bir arabayı tanıyalım. Haaa! Bunları anlatanlardan hiç biri de dereceye giremedi :) Ben yine de, frene de bastım gaza da bastım. Bariyerlere de, yarışmacılara da çarpmaktan kendimi alamadım. Amma lakin ki dereceye giremesem de çok da iyi sürdüm çok da güzel sürdüm, dostların yalancısıyım canım. Her ne olursa olsun çok güzel vakit geçirdim, geçirdik.
Spor, yaşamın her noktasında insanı taze tutabilmek adına var olduğunu düşünüyorum. Fikri ve fiziki yönden bağımlı olmamak gerçek özgürlük olsa gerek. Yeşilay Cemiyeti ve Genç Yeşilay olarak toplumda bağımlılıklara karşı mücadelemiz her zaman olacak, olmalı. İnsan olmanın, iyiyi ve güzeli istemenin önemli formüllerinden birisi de bu olsa gerek.
Bu organizasyonda emeği geçen tüm arkadaşlarıma, Yeşilay ve Genç Yeşilay ekibine özellikle muhteşem performansı ile Efe kardeşime ve organizasyonu büyük bir dinginlikle yöneten Tacettin Beye ve neredeyse tüm yarışı ve seyircileri, töreni fotoğraflayan, kameraya alan Ferdinaz abime ayrıca teşekkür ediyorum. Akşam yemeklerimizi bize sunan Paşa Dönere, içli köfte için Ziya Şark’a, Has Kral Hatay Sofrası’na ve ismini burada sayamadığım tüm sponsorlara da teşekkürler. Eeee gelmeyenler yansın, içli köfte ile döner onnn numara idi :) Şimdi olsa yine yerim, fazla gelen yemekleri alsaydım diye hayıflandım şimdi :)
Güzel bir gün, eğleneli bir yarış, lezzetli yemekler, emeği ile kazananlar, tebrikler.
Bu arada erkekler şampiyonu Medilife Sağlık Grubu oldu, haadi hayırlı işler :)
.png "English"){kind=small}
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder