1983 yılının bir Salı günü öğle ezanından sonra bir bebek dünyaya “Merhaba” dedi. Bir hemşirenin tokat sesinden sonra gelen çığlıktı hayata attığı ilk nida bu bebeğin. Ailesinin sevincini öyle kelimeler ile anlatmak mümkün değildi. Yıllar birbirini peşi sıra kovalarken bu bebek çocuk oldu. Koştu, düştü, toz toprak içinde oynadı. Kimi zaman gözyaşları yordu yanaklarını, kimi zaman tatlı gülüşmelere şahit oldu masum siması :)
Siyah önlükler içinde ilkokuluna gitti. İlk kelimeleri okumayı orada öğrendi. Kalabalık bir ortamda yalnızlaşmayan bir birey olarak yaşadı. Sonra mavi önlüğe geçiş yaptı. Kabuk değiştiren Milli Eğitim gibi O da elbisesini değiştirdi. Sonra ortaokul yılları ve lacivert ceket ve gri pantolonla tanıştı. Yıllar birbirini kovaladı. Ortaokulu orta bir dereceyle bitirdi. Sonrasında lise yılları, ergenlik çağları. Ortamlar, ortamlar, ortamlar…
Milli Eğitim yine kabuğunu değiştirmeye devam ediyordu. Devrin muhteşem üçlüsü (Bülent, Mesut ve Devlet) kabuk değiştirdi, değiştirtti. Hayaller ertelendi sadece, hedefler çoktan belirlenmişti çünkü. Karıncanın su taşıması misali…
Milli Eğitim kabuğunun altından katsayı ile çıkageldi. Aşılması güç engele her inanmış insan gibi O da takıldı. Yılmadı, yıkılmadı, “Ya Sabır!” dedi. Annesinin en çok kullandığı: “Mevla neyler, neylerse güzel eyler” sözüne sığındı, tutundu. Yıllar çarçabuk geçti. Gemiyi terk eden akranlarının aldığı yolu O çok daha uzun bir zamanda tamamladı. Akranlarının ulaşmak istediği yere yalnızca O ulaştı yıllar geride kalırken.
Siz hiç içinde bir sarayın olduğu üniversite de okudunuz mu? Evet, ben okudum. Hem de Osmanlı’nın en itibarlı padişahı Abdülhamit’in okulunda, Yıldız’da.
Üniversite yılları ve hızlı geçen anlar. Dernekler, vakıflar, gençlik meclisleri, kongreler, konferanslar, stajlar… Her şey gibi bunlarda geride kaldı, bitti. Hızlı geçen bir gençlik yılları ve oldukça verimli cinsten, inşallah.
Yüksek lisans ve devam eden iş hayatı. Her şeye rağmen bugün çok mutlu oldu bu adam. 1983’de gözlerini hayata açan bu adam, bugün hayatının en değerli hediyesini yine hayatındaki en değerli ve çok sevdiği birisinden aldı. Hayat devam ediyor, zaman akıp geçiyor kimseye aldırmadan. Aklıma Gabriel Marquez’in şu sözü geliyor: “Dünyanın en cahil insanı olsa da, herkesin anlatılacak bir hayat hikâyesi vardır.”
Bu gün 9 Ağustos 2011 Salı ve bu adam bugün bir yıl daha olgunlaştı. Bugün benim doğum günüm sevgili Dünyalılar :)
Sevgiyle.
nice mutlu senelere, Dünya'dan sevgiler:)
YanıtlaSilÇok Teşekkür ederim :)
YanıtlaSilSağlıkla,inançla,nice yıllara...
YanıtlaSil