Kurtlar Vadisi FİLİSTİN’in Fendi İsrail’i Yendi


Ve beklenen gün geldi çattı.  

“Kurtlar Vadisi FİLİSTİN” filmine gidilecekti. Dizisini izlemediğim bir filme gidecektim; ama okuduğum yorumlardan dolayı gitmeyi çok da istemiyordum. Bütün olumsuzlukları göz ardı edip arkadaşlara takılarak sinemanın yolunu tuttum. 

Filme geçmeden önce filmin oyuncuları ve yönetmeni hakkında kısa bir bilgi vereyim. Kahramanlarımızı hepiniz biliyorsunuz: Polat Alemdar (Necati Şaşmaz), Memati Baş (Gürkan Uygun) ve Abdulhey’den  (Kenan Çoban) oluşan muhteşem üçlü. Bir de İsrail tarafının kötü adamı var: Moşe Ben Elizer (Erdal Beşikçioğlu). Filme de son olarak, Polat’a film boyunca bir kez sarılma şansını yakalamış, bu sahne ile sinema salonundaki izleyicilerin beğenisini toplamış Amerikan vatandaşı ve Yahudi olan Simone (Nur Aysan) mevcut. Filmin yönetmeni ise Zübeyr Şaşmaz. Tipik bir Şaşmazlar örgütlenmesi mevcut bu filmde. 


Film İsrail Devleti’nin Mavi Marmara gemisine yapmış olduğu terörist saldırısıyla başlıyor. Mavi Marmara Gemisi’nin kullanımına İHH izin verdi mi bilmiyorum; ama filmdeki gemi Mavi Marmara ile aynıydı. Terörist saldırı olur ve Kahramanlarımız (Heros dizisine atıf yapıyorum) soluğu Filistin’de alır. Bir Türk dünyaya bedeldir sözünü bu filmde şu şekilde kullanırsak sanırım daha doğru olur: Yarım Memati İsrail’e bedeldir. Memati filmin yarısını vurulmuş bir şekilde mücadele ederek geçirdi. Ne de olsa Polat vurulamazdı ve kurşun geçirmeyen askerlerdi onlar.  Polat ve ekibinin hedefi Moşe’yi öldürmek ve İsrail’in yaptıklarına çomak sokmaktı. Film konu bütünlüğü olarak eksik kalmış. Birbirini tamamlamayan oldukça konu mevcut. Sanki biraz aceleye getirilmiş gibi. Aksiyon sahneleri oldukça iyi çekilmiş, çatışmalar (özellikle filmin sonundaki bölüm) “Call of Duty” oyununun -bilenler bilir- aynısının tıpkısı. Bu kelimeleri burada kullanmazsam içimde kalırdı :) Bence Infinity Ward Kurtlar Vadisi FİLİSTİN’den ilham alarak “Black Ops”dan sonra “Palestine”yi çıkarmalıdır. Tekrar filme dönecek olursak; sadece aksiyondan oluşmayan ve içinde mesajlar barındıran bir yapım olmuş. Filistinli Nenenin “Bizim düşmanımız Yahudiler değil, bizim düşmanımız bize zulmedenlerdir” söylemi manidar ve yerinde bir söylemdir. Amerikalı kızın Yahudilerin mevki sahibi, karanlık güç odağı yaşlı adama karşı söylemleri ve Başbakan Erdoğan’ın Davos’ta Peres hatırlattığı Tevrat’tan bir kısım “Öldürmeyeceksin”  söylemini Moşe’nin suratı söylemesi mesajın yerini bulmasını sağlamıştır (umarım). Filmin sonunda öldürülen yüzlerce Filistinliye karşı neredeyse onun yarısı kadar İsrail askeri öldürüldü. Öldürmek elbette ki en alçak bir davranış şeklidir. Fakat bu alçaklığın nasıl olduğunu hatırlatılması gerekir. Bu hatırlatmayı yaparken İsrail’i göstermeniz yeterli olacaktır.


Son olarak ülkemizde film hakkında yapılan eleştirilere geleyim. Filmi izleyen sevgili (!) gazetecilerimiz hemen en iyi yaptıkları işe soyundular: etiketlemek. Film Vandalizm, şiddet, nefret vs. içeriyor. Korku ve düşmanlık aşılıyor. Yahu yıllardır Rambo’nun Afganistan’da Müslümanları öldürdüğünü sevinerek, Rambo taraftarı olarak izlediniz. Aman Rambo’ya bir şey olmasın, aman kanı dökülmesin. Sonra Irak’ta Amerika’nın yapmış olduğu propaganda filmlerini izlerken başyapıt diyerek onore ettiniz. Oscar aldı, bomba gibi bir filmdir bu dediniz; ama Irak’ta ve Afganistan’da öldürülen kişilerin Müslüman olduklarını unuttunuz belki de hatırlamak istemediniz. Mavi Marmara saldırısından sonra oluşan tepkilere destek vermeyi bırakın duyarsız bile kalamadınız. Aksine, söylemleriniz ile İsrailli dostlarınıza sempatik görünmeye çalıştınız.  Beni tanıyanlar bilenler nasıl bir Kurtlar Vadisi karşıtı olduğumu bilir. Lakin şu hususu belirtmeden geçemeyeceğim: Kurtlar Vadisi FİLİSTİN ile artık biz Amerikan Rambo’su için değil kendi kahramanımız için üzülelim. İsrail’in yaptıklarının yanında bu filmde anlatılanların esamesi okunmaz. Konu olarak eksik kalmış bir film olabilir; ama verdiği mesaj ile harikulade. Herkes İsrail’in yaptıklarını görmeli ve tepkisini koymalı. Bunun için hangi dine mensup olduğunuz önemli değil.


Ben bu filmi kendimce, Mavi Marmara Saldırısında hayatını yitirmiş dokuz vatandaşımıza, Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin evlerini yıkmak üzere harekete geçen bir İsrail buldozerinin önüne çıkan ve bu buldozer tarafından ezilerek öldürülen ABD’li barış gönüllüsü Aliene Rachel Corrie’ye ve Filistin’de hayatlarını özgürlük ve insan gibi yaşamak uğruna kaybetmiş tüm insanlara adıyorum. 

Özgürlüğün tarifesi ve fiyatı olmaz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

Sitedeki tüm konular kaynak gösterildiği takdirde paylaşılabilir. Blogger tarafından desteklenmektedir.