Dostlarla birlikte geleneksel olarak yaptığımız pikniğimizin bu yılki ayağı Ağva oldu. Gizemli ve bol maceralı olan pikniğimizin tadı damağımızda kaldı desek yeridir. Google Map’ten çıkardığımız koylarımızı navigasyon cihazlarımızla bulmaya çalıştık. Zor olsa da kimselerin gidemediği, göremediği belki varlığından bile haberi olmadığı bir yere vardık. Çantalarımız sırtımızda, sularımız ellerimizde ve navigasyon cihazlarımızla yüzeceğimiz koyu dağ, tepe, orman aşarak vardık. Telli ve Sefer Oğullarının Yeşil Vadi’yi bulduklarında göstermiş oldukları tepkiyi aratmadık Karadeniz’i gördüğümüzde :) Muhteşem bir manzaraya şahit olurken, Bosna’daki Ayvaz Dede Yaylasının yolunu anımsatan doğa ile iç içe bir yolculuk yaptık.
Birilerinin güneşi görmesi gibi bizde denizi gördük ve atıldık hemen. Lakin denizin dibinin kayalıklarla dolu olması heveslerin kursakta kalmasına sebep oldu. Olsun yılmadık, yıkılmadık, ayakta da kalamadık. Kaygan taşlara basıp yerlere yuvarlanmayı aynı anda yaşadık :) Kimimiz bol kayalıklı ve yengeçli denizin tadını çıkarırken (ne tat ama ) kimilerimiz de Karadeniz’i bir kaya gölgeliğinde seyre daldı. Her şeyi tadında bırakmanın gerekli olduğunu bildiğimizden kurulandık, çantalarımızı alıp kamp yerimize doğru dönüş yoluna çıktık. Bol manzaros (Dominos’a nispet olsun diye) olan bu yerde bol bol fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedik. Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik…
45 Dakika sonra…
Kamp yerimize midelerimiz aç bir şekilde döndük. Aslında doğru koyu ararken baya vakit harcadığımızdan kahvaltıyı geç yapmıştık. Olsun vaktimiz dardı ve mangallar hemen hazır olmalıydı ve işlemler başladı. Pikniklerin birkaç kuralı vardı: Birileri çalışacak ve birileri yatacak. Evet sizin de tahmin ettiğiniz gibi bu kural bozulmadı. Mangal yakma timinin başını ben çektim. Yaktıktan sonraki pişirme kısmında ise İbrahim, Abdülbaki, İbrahim, Mücahit, Mustafa idi. Geri kalan tayfa ise yatış tayfası idi :) Ney’se diyerekten yemeklerimiz yedik. Karnımız tok sırtımız pek oldu. Ne yapsak ne yapsak bir iş tuttursak dedik ve Japon kale maç yapalım dedik. Atlet Spor ile Renkli Gömlek Spor takımları maça tutuştu. Atlet Spor olarak bu müsabakayı kaybettik. (Kulüp Başkanı olmadığından şikede olmadı) Artık demir alma vakti gelmişti. Çöplerimizi toplayıp arabamıza binip kimsenin bilmediği, görmediği piknik alanımızda hatıra fotoğrafımızı çektirip ayrıldık.
1 Saat sonra…
Tam olarak yüzmenin dayanılmaz hafifliğini yaşayamadığımızdan Ağva sahiline demir attık. Akşam saatleri ve gününde cumartesi olması sahilde çok az kişinin olmasına sebepti. Kimselerin olmadığı müthiş denize (hem de bol kumlu) daldık, yüzdük, adeta içinde kaybolduk. İşte tam da burada piknik en iyi noktasına ulaştık.
Geleneksel olarak yaptığımız bu piknik buluşmasında emeği geçen ve pikniğe iştirak eden arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Gelemeyenlere nispet olsun diye bu yazı ve fotoğrafları paylaşıyorum :) Herkese duyurulur programımızı pikniğe göre ayarlayın beyleeerrrr :)
Güzel günler bizi bekler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder