Hafta sonu nasıl değerlendirilir diye düşünürken kardeşimin “Fetih 1453 filmine gidelim” teklifi çok cazip geldi. Saat 22.00’de sinemanın kapısına dayandık. Sinemanın yedi salonunun beşinde Fetih 1453 filmi gösteriliyordu. Fragmanı ile Türk toplumunu heyecanlandıran bu film, yapımcısının daha önceden Recep İvedik gibi bir şaheseri (!) ortaya koymasıyla da zihinlerde soru işaretleri oluşmasına sebep oluyordu. Tüm sorulara cevap bulmak adına işaret edilen filme gidiyorduk.
Film malumunuz üzere Peygamber Efendimizin hadisi şerifi ile başlıyor. Peygamberimizin bilinen hadisini: “Konstantinopolis bir gün mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir." okumasıyla Fetih 1453 serüveni başlamış oluyordu.
Kısa Kısa
Edirne Dönemi…
II. Mehmet Edirne’de yetiştirilirken bir de bakıyoruz ki; Ulubatlı Hasan II. Mehmet’in kılıç hocası oluveriyor. Hem kılıç hocası hem de sağ kolu gibi görev yapan Ulubatlı aslında Fetih filminin gizli başrol oyuncusu olarak filmdeki yerini alıyor desek sanırım yanılmayız.
Tahta Oturan II. Mehmet…
Padişahlığa terfi eden II. Mehmet’in en büyük isteği Konstantinopolis fethetmek. Bu amaç uğruna çalışmalarını sürdürüyor. Malumunuz Konstantinopolis almak için büyük toplara ihtiyaç olduğundan, padişah topları bir yabancıya döktürüyor. Topları döken yabancı uyruklu vatandaşında bir kızı var. Saçını saklayarak erkeğe dönüşen bu kız (nasıl oluyorsa anlamak oldukça zor) topun dökümünde babasına yardım ediyor. Ulubatlı Hasan hiç kaçırır mı bu güzeli, hemen himayesine alıyor, bir de karnına evladını bırakıveriyor. Bakın şu Ulubatlı’nın düştüğü duruma, gayri resmi bir ilişki ve sonrasında doğacak bir çocuk. Yapımcı bu durumu çok güzel (!) işlemiş.
Kuşatma…
Günler geçer Konstantinopolis bir türlü düşmemektedir. II. Mehmet çadırına kapanmış kimseyle konuşmamakta ve ordusu harap bitap bir haldedir. Bir kurtarıcı aranmaktadır. Bu kurtarıcının Akşemsettin olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Faruk Aksoy’un bulduğu birisimi yoksa setten birilerinin tanıdığımı belli olmayan, Akşemsettin rolünde bir şarapçı amca beliriveriyor. Yahu şu Akşemsettin Hoca yerine Nimetullah Hocayı (bilenler bilir) oynatsalar çok yerinde bir iş yapmış olurlardı. Akşemsettin dağılmış ve bitkin düşmüş padişahı cesaretlendirir ve kuşatma kaldığı yerden devam eder. Büyük toplar ateşlenir ve Konstantinopolis düşer.
Film hakkında çok detaya girmiyorum maazallah izlersiniz filan sonra söz olur her şeyi anlatmışsın diye.
Genel Değerlendirme
Oyunculuk bakımından II. Mehmet’i canlandıran Devrim Evin’in kötü bir performans sergilemediğini düşünüyorum. Yalnız Ulubatlı Hasan’ı canlandıran İbrahim Çelikkol ile Giovanni Giustiniani’ye hayat veren Cengiz Coşkun’un oyunculuklarından öte vücutlarını sergilemelerini izledik. Oyuncu tercihi bakımından Akşemsettin rolünü üstlenen Raif Hikmet Can bizlerde hayal kırıklığı yaşattı diyebiliriz.
Filmde tek beğendiğim kısım müzikleri oldukça güzeldi. Savaş sahnelerinin profesyonele yakın çekimler olduğu söylenebilir. Fakat birçok yerde kullanılan animasyon tarzı grafik çalışmaları oldukça yetersizdi. 17 milyon dolara mal olduğu söylenen bu filmde paralar nereleri gitmiş anlamak biraz güç; lakin bu film sonunda Faruk Aksoy’un ceplerini milyonlarla dolduracağı aşikâr.
Yorum…
Sayın okuyucu belki de şimdi bana: “Kardeşim madem öyle bu filmi sen çek de görelim, adamlar yapmışlar ne güzel, bu kişileri desteklemek lazım” diyorsun, belki de demiyorsun. “Yürü be koçum az bile söylemişsin” dediğini de duyar gibiyim. :) Elbette ki bu tarz projeleri desteklemek gerekiyor; fakat bu projeler yalnızca para kazanmak adına yapılınca işin samimiyeti gidiyor, popülariteden öteye geçemiyor. Tek taraflı bakış açısı oluyor. Biz Bizans’ı şöyle yendik, böyle kestik, şurayı böyle fethettik durumları vuku buluyor. Bu durumların oluşmaması için Başbakanlık Tanıtım Fonu nitelikli projeler oluşturmalı veya oluşturulan nitelikli projeleri desteklemeli. Bu iş memleket meselesi olmuş durumda.
Güzel bir vakit geçirmek istiyorsanız bu filme gitmeyin derim. Hem zaman hem de para kaybınız olur. Ben babamın söylemini yapmak isterdim.
“Boşver oğlum iki sene sonra televizyona gelir oradan izleriz.” :)
Kalın sağlıcakla…
Not: Şu an itibariyle: 3.434.535 kişi izlemiş. Toplam Hasılat: 30.317. 984 TL hadi geçmiş olsun.
Ben bu film için ne yazsam az yani filmi izlerken o kadar çok kızdımkı kalkıp bağırasım geldi salonda. Şöyleki ben filmdir epiktir biraz kurgu olur diye düşünüyordum filme gitmeden eleştirileri okuduğumda, ancak filmi izlerken bizim müslüman aleminin en büyük tarihi zaferlerinden birinin tahrip edildiğini gördüm.
YanıtlaSilŞimdi ben yukarıda mustafa abimin dediklerine sonuna kadar katılmakla birlikte ekleyeceğim bir kaç şey olacak.
1. Benim en çok kızdığım şey ne islam aleminin ne de türklerin bir zaferi gibi bir anlatımı olmaması. Şu büyük eksik filmde yani biz burayı neden feth ediyoruz tamam hadis var ama bir de zorunluluk var koca osmanlı imparatorluğunun ortasında kalmış bir yer herşeye engel ..vb. Yani bir biyük harita göster deki bir şekilde istanbul şurası osmanlı toprakları burası.
2. Filmde kaç kişi dikkat etti bilmiyorum , kuşatma devam ederken bir gece bakıyorsunuz gemiler karadan yürütülüyor vay arkadaş new kadar basit bir olaymış bu yani 1400 lü senelerin modası zaten gemileri karadan yürütmek. Yani buna bir kurgu yapsan bunu hiç olmazsa tarihteki gibi yansıtsan 5 dakikaya sığdırmasan ne olurdu. Öncesinde bir plan olsa herkes olur mu öyle şey dese hayret etse sonra gerçekleşince bizans şok olsa ...vb bunlar olmayan şeyler mi bilmiyorum bizans bile normal karşılıyor bu olayı.
3. Yine kuşatma devam ederken bir gün bizans imparatoruna haber geliyor ki şöyle ; moraya osmanlı akıncıları gitmiş mora düşmüş; ya insaf bu kadar kolay mı bu mesele .
4. Yine kuşatma devam ederken bir gün bir zincir görüyoruz suyun içersinde yani bu zincir nedir niye çekilir nereye çekilmiştir haliç neresidir neden oraya gemilerimiz girmek zorundadır.. vb
Daha bizim gençlerimiz bile haliç neresi bilmezken uluslararası bir film olma amacıyla yola çıkmış bir filmde bunların eksikliği bana göre çok çok önemlidir.
5. Film sanki tistanbulu yüzde yüz bilen istanbulun nasıl neden fethedildiğini tarihi akışı bilen insanlara anlatılmış gibi yani zaten siz bu kısmı biliyorsunuz , zaten burda şu var biliyorsunuz onları anlatmaya gerek yok siz sayın izleyici zaten bunlara hakimsiniz biz biraz aşk işleyelim biraz farklı kurgulayalım demiş filmi yapan.
Halbuki yurt dışını geçiyorum benim ülkem sınırları içinde daha istanbulu görmemiş daha tarihine ilgi duymamış daha hangi ceddin torunları olduğunun farkında olmayan gençliğimiz var, bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum.
Ben sadece bir izleyici ben sadece sıkıntılarımızı kendime sıkıntı edinen bir müslüman türk genci olarak bu yorumları yapıyorum bana göre doğru olan bu filmin hiç olmaması o güzel o büyük zaferimizin tahrip edilmemesiydi.Daha da yazacak çok ama çok şey var ama burda bitiriyorum.
Ayrıca Mustafa abimin dediği şeylere hiç girmiyorum çünkü aynı düşüncelere sahibim.
Mahmut Esat ÇAKMAK
Eyvallah Esat kardeşim. Yorumlarınla yazıma katkıda bulunduğun için teşekkür ederim. Aynı zamanda ortak kaygımızı dile getirdiğin için müteşekkirim.
Sil